bugün
yenile
    1. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (bkz: ateşböceklerinin mezarı) 1998 yapımı isao takahata filmi. bir çok filmden daha çarpıcı olan bir anime. setsuko günden güne ölürken içimden bir şeyler kopup gitti benimde. o savaş zamanları bir buçuk saatte ve sıradan bir hayatla o kadar güzel anlatılmış ki diyecek hiç bir şey yok.
    2. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      demin izlediğim 2. dünya savaşı’nda bir ağabey ve kardeşi konu alan bir anime. ağlamak isteyen varsa buyursun izlesin. paramparçayım. film o kadar akıcı ve içine çekiyor ki seyirciyi ne zaman bitti anlamadım bile. ağlamaktan da anlamamış olabilirim... izleyin, izlettirin.
      1Bunu bi arkadaşla izledik. Kız ağlıyordu film sonunda bende dayanamadım ışığı açıp buna güldüm. Sen bu entryi girince yine kendimi ruhsuz hissettim, teşekkürler. - ve zonguldak 06.09.2020 04:26:13 |#3940613
      0ben de erkek arkadaşımla izledim o da ağlamadı ama bana gülmedi de. için de mi acımadı ey insan???!!!! - kafambendenguzel 06.09.2020 04:29:34 |#3940615
      1Yani acıdı da.. bilemedim dil yüzünden filmin ruhunu yakalayamamış olabilirim :( duygulanmıştım da belli edemedim diyelim jsksks - ve zonguldak 06.09.2020 04:31:54 |#3940616
      butun yorumlari goster (6)
    3. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      inanılmaz overrated anime filmi. izlemeden önce okduğum kritiklere ve puanlamasına göre maalesef ki büyük bir düş kırıklığı.
    4. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Grave of the Fireflies, 1988 japon yapımı anime, insanlık tarihinin en kara lekelerinden biri olan II. Dünya Savaşı'nın yıkıma uğrattığı hayatları iki küçük kardeş üzerinden anlatıyor. --- spoiler --- Annelerini savaşa kurban veren Seita ve Setsuka babalarının da savaşta olması nedeniyle yakın bir akrabalarına gönderilirler. Burada tutunamayan bu iki küçük çocuk evden kaçarak, kendilerini savaşın izlerinin anbean körüklendiği sokaklara atarlar. Ancak bu yolculuk bildiğimiz türden yolculukların aksine, kan kokulu sokaklarda verilen bir yaşam savaşına dönüşecektir. Akiyuki Nosaka’nın yarı biyografik romanından uyarlanan film, savaş üzerine yapılmış filmler arasında en dokunaklı ve en gerçekçi üsluba sahip olanlardan biridir. Yazar, II. Dünya Savaşı’nda ölen kız kardeşinden bu romanı yazarak özür dilemeye çalıştığını dile getirmiştir. Neden özür dilemek istediğini ise filmin sonlarına doğru net bir şekilde anlıyoruz. Yönetmen Takahata da savaş zamanı kardeşi ile yaşadığı tecrübelerini hatırlayarak bu filmin yönetmenliği üstlenir. Kısaca bu filme, bir yazarın dilediği içten özrün ve bir yönetmenin vicdanında oluşan yaranın, harmanlanmış bir vaziyette izleyiciye yansıması diyebiliriz. Maksatsinema sitesinden aldığım şu kısım ise olayları daha iyi açıklıyor gorsel Kendi yorumuma gelecek olursak, yanınızda bolca peçete bulunsun, anime olması hiçbir şeyi değiştirmeyip, fazlasıyla salya sümük olacaksınız. Ayrıca teyze olacak pislik kadın! senin de allah belanı versin. --- spoiler ---